Esrar: Kanser Tedavisinde Yeni Bir Yöntem

Amrikan Harward Üniversitesi Tıp Fakültesi bilim insanları, esrar (kenevir) bitkisinin içerdiği bir bileşen olan THC’nin akciğer kanserinde, kanserli tümörlerin yayılmasını engellediğini ve büyüme hızını yarıya düşürdüğünü açıkladı.


Esrar (Kenevir) ve Hastalıklar

Amerika’nın bir çok eyaletinde geçtiğimiz yıllar içerisinde yasallaştırılan esrar / marihuana / kenevir. Özellikle kanser, HIV Pozitif yani aids gibi ağır ve ağrılı hastalıklarda doktorlar tarafından ağrı kesici olarak da ‘medikal marihuana’ adıyla reçete ediliyor.

esrar laboratuvar incelemeleri

THC Bileşeni

Harward Üniversitesi’nin yayınladığı araştırma raporuna göre. Yakılıp içildiğinde akciğerlere mutlak surette zararı bulunan cannabis bitkisinin içindeki THC bileşeninin, akciğer kanseriyle savaşta yardımcı rol oynadığı açıklandı.

Laboratuvar fareleri üzerinde yapılan deneyler, THC isimli etken maddenin akciğer kanserine sebebiyet veren tümörlerin büyümesini yarı yarıya önlerken diğer bir yandan da kanserin yayılma yeteneğini düşürdüğüne işaret eder. New York Lenox Hill Hastanesinden akciğer hastalıkları uzmanı Dr. Len Horovitz ‘’THC isimli maddenin bir takım kanserli hücreler üzerinde baskılayıcı bir etkisi olduğunu’’ belirtti.

THC Bileşeni ve Kanser

Araştırmacılara göre THC, agresif ve küçük hücreli kanserlerin yayılma ve büyüme hızını etkileyen EGF isimli molekülü durdurarak kansere karşı mücadele ediyor. Horovitz’e göre THC, hücrelerin EGF reseptör alanlarına giderek büyümeyi önlüyor.

Henüz araştırmaların başında olunmasına karşın konu diğer uzmanların dikkatini çekmeyi başardı. Amerikan Akciğer Birliği’nden Başhekim Dr. Norman Edeleman ‘’Bu ilginç bir araştırma, fakat daha fazla hayvan denek üzerinde çalışılıp bu etkinin istikrarlı olduğuna ve toksik yan etkileri olmadığına emin olunması lazım’’ şeklinde açıklamada bulunurken. ‘’Bu aslında ilgi çekiciden daha önemli bir adım. Çünkü bu insanın vücudunda ürettiğini bildiğimiz ve bir sağlık sorununa yol açmayan bir etken madde’’ diye ekledi.

Araştırma;

Araştırma bulguları Los Angeles’ta yapılan Amerikan Kanser Araştırmaları Birliği (AACR) toplantısında kamuoyuna sunuldu. Kanser türleri arasında EGF reseptörlerini daha çok üreten ve en çok ölüme sebebiyet veren tür olan akciğer kanseri, kemoterapiye iyi cevap vermeyebiliyor.

Akciğer Kanseri

Hastalardan alınan kanserli hücre örnekleriyle, iki farklı akciğer kanseri türünün cannabinoid reseptörü olan CB1 ve CB2 yi ürettiğini keşfeden bilim adamları: Cannabinoidlerin doğal olarak vücutta üretilen endocannabinoid’in cannabinoid reseptörlerine bağlandıklarında ağrı, telaş ve enfeksiyon üzerinde etkili olduğunu belirtiyor.

Rapora göre, içerlerine insandan alınan kanser hücreleri yerleştirilmiş kobay farelere standart dozda THC enjekte edilen 3 haftalık tedavinin sonunda, THC ile tedavi edilen farelerin edilmeyenlere göre tümörlerinin %50 oranında küçülmüş olduğu gözlemlendi. Bu bulgular Horovitz’in 60’larda çok fazla marihuana kullanan jenerasyonda akciğer kanserinin neden tavan yapmadığı sorusuna biraz ışık tutuyor.

Horovitz ‘’İnanılmaz, akciğer kanserinin neden tavan yapmadığının cevabı THC’nin akciğer kanseri hücrelerini engellemesinden başka birşey değil’’ diye belirtti. ‘’Bu durum çok ironik, fakat sigara içen bir insana sigarasına marihuana katmasını söyleyemezsiniz.’’

Bitkisel İlaç

AACR konferansında sunulan diğer bir bulguya göre virüs tabanlı gen terapisinin sağlıklı hücrelere zarar vermezken, hem birincil hem de ikincil tümörleri hedefleyebildiğini açıklandı.

Bu ‘’akıllı bomba’’nın enjekte edildiği prostat kanseri yerleştirilmiş 15 kobay farenin tamamında kanserin tüm izlerinin tamamıyla geçerek, tedavinin sonuç verdiği gözlemlendi. New York Colombia Üniversitesi araştırmacıların açıklamalarına göre bu terapi hayvanlarda göğüs ve cilt kanserin üzerinde de oldukça etkili sonuçlar gösteriyor.

Araştırmalar;

Toplantıda sunulan üçüncü umut verici rapora göre Çocuk Hastalıkları Üniversitesi’nden Alman araştırmacılar beyin tümörleriyle mücadelede kızamık virüsünü kullandıklarını açıkladılar. Ekibin belirttiğine göre fareli deneylerde virüsün tümörlere içerden dışarı doğru bağlandığı keşfedildi.

2010 yılında Portland Indymedia’nın yayımladığı verilere göre; Amerikan Cerrahlar Birliği’nin son 20 yılda derlediği yıllık ölüm oranlarının sonuçları arasında tütün kullanımından kaynaklanan ölüm sayısı yaklaşık 400 bin civarındayken alkolden kaynaklanan ölüm sayısı 150 bin. Kafeine bağlı hastalıklarda gerçekleşen ölüm sayısı ise ortalama 5 bin civarında. Aşırı dozda asprin kullanımından kaynaklanan ölüm sayısı 500 civarında. Fakat esrar kullanımından kaynaklanan ölüm hiç gerçekleşmemiş.

BBC Türkçe‘nin yayımladığı habere göre; ABD’de yapılan bir araştırmada, erken yaşta esrar kullananların ileri yaşlarda esrar kullanmayanlara oranla depresyon, psikoz veya astım gibi rahatsızlıklara yakalanma oranlarının daha yüksek olmadığı belirlendi.

Kenevir hakkında ki bu yazılarımız ilginizi çekebilir:

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu