Dr. Elif Ebru Alkan Diyabete (Şeker Hastalığı) Suh ile Dur Diyecek!

Dr. Elif Ebru Alkan, diyabet tedavisi konusunda geliştirdiği yenilikçi yöntemlerle dikkat çeken bir uzman olarak tanınmaktadır. Özellikle “Suh” adı verilen tedavi yaklaşımı, diyabet belirtilerini hafifletmek ve kan şekeri kontrolünü sağlamak için etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Suh, geleneksel ve modern tıbbı birleştirerek, hastaların yaşam kalitesini artırmayı ve diyabetin olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedeflemektedir. Bu makalede, Dr. Elif Ebru Alkan’ın geliştirdiği Suh yönteminin diyabet tedavisi üzerindeki etkilerini ve bu yöntemin şeker hastalığı belirtileri üzerindeki olumlu sonuçlarını inceleyeceğiz.

Diyabet tedavisi, hastaların yaşam tarzını iyileştirmeyi ve diyabet yönetiminde bütüncül bir yaklaşım benimsemeyi gerektirir. Dr. Elif Ebru Alkan’ın Suh yöntemi, beslenme, egzersiz ve stres yönetimi gibi çeşitli unsurları bir araya getirerek, diyabet belirtilerini etkili bir şekilde kontrol altına almayı amaçlar. Bu makalede, Suh yöntemiyle diyabete nasıl “dur” denebileceğini ve şeker hastalığı tedavisinde bu yöntemin nasıl kullanılabileceğini detaylı bir şekilde ele alacağız.


Diyabet ve Suh Bitkisi

Diyabet ve suh bitkisi

Diyabet (şeker hastalığı) üzerine Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde doktorasını  yapan Alkan, bölgede yetişen ve suh (heracleum persicum) adıyla bilinen bitki ile diyabet tedavisinde önemli bir çalışmaya imza attı.

Alkan, bölgede suh bitkisinin insanlar üzerinde diyabeti iyileştirici etkisi olduğu söylentisi üzerine harekete geçtiğini anlattı.

Türkiye, İran ve Irak’taki bazı bölgelerde yetişen suh bitkisinin özelliklerinden yola çıkan Dr. Elif Ebru Alkan, bu bitkiden elde ettiği ekstreyle deney sıçanlarının diyabetini yok etmeyi başardı.

Bu kapsamda laboratuvar ortamında çalışmaya başladığını belirten Alkan, şöyle devam etti:

“Suh bitkisinin ekstraksiyon (ayırma işlemiyle elde edilen madde) işlemini yaptık. Daha sonra sıçanlarda bir kimyasal (STZ) ile pankreasın beta hücrelerini tahrip etmek suretiyle diyabet oluşturduk.Daha sonra hazırladığımız suh ekstresini 3 hafta boyunca belli dozlarda sıçanlara uyguladık.

3 hafta boyunca kan şekeri düzeylerinin düştüğünü gördük. Bu düşüş 3’üncü hafta da kendini ciddi oranda gösterdi.500’ün üzerinde olan kan şekeri seviyesinin 100’lere düştüğünü gördük.”


Deney Sonunda Sıçanlar Sağlığına Kavuştu

Deneyde kullandığı sıçanların tedavi süreci sonunda eski sağlıklı durumlarına döndüğüne dikkati çeken Alkan, şunları söyledi:

“Sıçanların sağlıklı gruptaki sıçanlar gibi davranışlar sergilediklerini gözlemledik. Bizim diyabette gözlemlediğimiz bazı komplikasyonların olmadığını gördük. Örneğin aşırı su tüketiminin, aşırı idrar oluşumunun olmadığını gördük.

3 hafta sonunda sıçanların dokularının sonucunu aldık ve bunların hemogram ve biyokimya sonuçlarına baktık. Antioksidan seviyelerine baktık. Kullandığımız bitkinin hem antioksidan özellik gösterdiğini hem de bizi yanıltmayacak şekilde kan şekeri seviyesinin düştüğünü gördük.

İnsülin salımında diğer hasta gruplara oranla yükseliş olduğunu, patolojik sonuçlarda pankreasın beta hücrelerinde yenilenme olduğunu gördük. Yani sağlıklı grupla aynı düzeye geldiğini fark ettik.”

Elde ettikleri sonuçların umut verici olduğunu ancak yine de çok iddialı konuşmak istemediğini vurgulayan Alkan, sonuçlara rağmen çok yüksek oranda bitki kullanımının karaciğerde toksik etki de yaratabileceği uyarısında bulundu.


Türkiye, İran, Irak Üçgeninde Yetişiyor

Suh bitkisinin özellikle Irak, İran, Türkiye üçgeninde yetişen, yörede otlu peynire de katılan bitkilerden olduğunu ifade eden Alkan, yörede yetişmesi nedeniyle bitkiye daha kolay ulaşma imkanına sahip olduklarını dile getirdi.

Şu anda dünyada 415 milyon diyabet hastası bulunduğunu, Türkiye’de bu rakamın 6 milyonun üzerinde olduğuna işaret eden Alkan, şunları kaydetti:

“Her altı saniyede bir insan diyabete bağlı komplikasyonlardan ötürü hayatını kaybettiği için bu çalışmanın ne kadar önemli olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Biz bu bitkinin çok iyi geldiğini gördük.

Diyabet oluşturduğumuz sıçanlarda, hem kan şekeri düşürücü hem insülin sekresyonunu (salınımını) artırıcı etkisi olduğunu hem de patolojik sonuçlarda pankreas beta hücrelerinin yenilendiğini gördük. Yalnız biz bu çalışmayı yaparken önce ekstreyi sıçanlara farklı dozlarda uygulayarak toksisite testleri uyguladık ve ondan sonra uygun dozları belirleyerek verdik.

İnsanlar bunu diyabete iyi geldiği için bilinçsizce tüketmesinler. Bu bitkinin yüksek dozda kullanılması karaciğerde bazı enzimlerin artışına sebep olabilir. Toksik etkiye sebep olabilir.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu