Kıbrıslı Türk’ten kansere çare olacak buluş!
İngiltere’de eczacılık eğitimi alan Mustafa Pehlivan, kanserin insan vücudunda yayılmasını durduracak yeni bir molekül buldu
Özgül GÜRKUT MUTLUYAKALI
İngiltere’deki bir üniversitede eczacılık eğitimini tamamlayan 26 yaşındaki Kıbrıslı Türk genç Mustafa Pehlivan, kansere çare olacak bir buluş yaptı.
Hem KKTC’de hem dünyada çok yaygın görülen sağlık problemlerinin başında gelen ve ölüm nedenleri sıralamasında da ilk sıraları tutan kanser hastalığının insan vücuduna yayılmasını önleyecek bir hücre keşfeden Pehlivan, buluşunun patentini de aldı. Sırada, ilacın üretilmesi için bir ilaç şirketiyle anlaşma var.
Halen Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde (UKÜ) “kanser” konusunda yüksek lisans eğitimini sürdüren Mustafa Pehlivan’ın Hertfordshire Üniversitesi’ndeki eğitimi sırasındaki “Nano Floro Tricyclohexane” adlı buluşu, henüz ülkede ailesi ve yakın çevresi dışında pek bilinmese de bilim çevrelerinde takdir topluyor.
Geçtiğimiz yıl sonlarında Dubai’deki bilimsel bir toplantıda sunuş yapan Pehlivan, daha pek çok ülkeden davetler alıyor.
Mustafa Pehlivan buluşu hakkında Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk Maarif Koleji’nden 2007’de mezun olan ve İngiltere’de Hertfordshire Üniversitesi’ndeki eczacılık eğitimi sırasında “Nano Floro Tricyclohexane” adlı buluşuna “wo2016178099” patent numarası da alan Pehlivan, şu anda UKÜ’de kanser dalında master yaptığını ve projesini yürüttüğünü anlattı.
Pehlivan, ilaç eğitimleri sırasında bölüm başkanı profesörle görüştüğünü, laboratuvarda yaptıkları çalışmaları, moleküllerin insan vücuduna etkilerini incelediklerini kaydederek bunları geliştirip insanda kanser mekanizmasını kaldırıcı bir ilaç olarak böyle bir molekül keşfedilebilir mi diye kişisel araştırmalara giriştiğini söyledi.
Pehlivan, çalışmasının nasıl sonuç verdiğini anlatırken “Bildiğim bazı elementlerden dolayı, anti kanser olarak kanser tedavisinde kullanılan bazı radyoaktif elementler vardır. Bu hipotezden yola çıkarak belli yapılar elde etmeye çalıştım. O yapılardan birinin bu elementlerle bütünleşerek kanser direncini ortadan kaldıran bir birleşikle sonuçlanabileceğini düşündüm” dedi.
Nitekim bu düşüncesinde haklı çıkan Mustafa Pehlivan, kemoterapi ilaçlarının yol açtığı dirençle kanser tümörlerinin yayılmasını önleyecek TDP 1 enzimini hedef alan yeni bir molekül keşfedildiğini görmüş.
Patent için bizzat uğraş verdi, başardı
Hocalarıyla görüşerek çalışmalarına yön veren Pehlivan, buluşunun patentini de bizzat kendi uğraşlarıyla almayı başarmış.
Ekim 2015’te önce İngiltere’ye müracaat eden Pehlivan, Ocak 2016’da ise Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’ne başvurmuş. Yetkili hukuk bürolarıyla görüştüğünde oldukça zor ve maliyetli bir süreç olduğu söylenen tüm bu işlemleri tek başına başarıyla yapan Mustafa Pehlivan, ağır maliyetten de kurtulmuş.
Pehlivan, buluşuyla ilgili her türlü standardı yerine getirerek yayın yapılmak üzere akredite etmeyi başardı. Buluş, 10 Kasım 2016’dan beri “wo2016178099” numarasıyla yayında bulunuyor.
Mustafa Pehlivan, sürecin hızlanması ve kansere çare olacak bu buluşla bir an önce ilaç üretimine geçilebilmesi için fon başvuruları da yaptı. Şu anda değerlendirmelerin sürdüğünü belirten Pehlivan, ilacın çok maliyetli bir süreci olduğunu, bundan dolayı fon kuruluşlarından birinin başkanının konuyu federal sağlık merkezlerine gönderdiğini ve orada da değerlendirmeye alındığını anlattı.
Sürecin birkaç hafta içinde belli olacağını kaydeden Pehlivan, “Burada buluşumun bir ilaç şirketine transferi söz konusudur. Süre fon bulunmasına bağlı olarak uzayabilir de…” diye konuştu.
İlaç ne işe yarayacak?
Mustafa Pehlivan, buluşunun ne işe yarayacağı konusunda şunları söyledi:
“Bulduğum ilaç, metastası, yani kanserin vücuda yayılmasını durduracak yeni bir molekül. Her türlü kanser tedavisinde kullanılabilecek. Dirence dayalı olduğu için ışın tedavisinde de kullanılabilecek yani ışın tedavisi sonrası kemoterapi alacaklarda veya her türlü kanser ilacının yanında kullanılabilecek. Her türlü kanser tedavisi yanında direnci ortadan kaldırmak için her türlü ilacın yanında takviye tedavisi olarak yayılmayı durdurmak amacıyla kullanılabilecek.”
Benzer bir molekül yok
Araştırması sırasında elde ettiği sonuçtan şaşkınlık duyduğunu ve çok mutlu olduğunu, hocalarıyla istişare içinde bunu geliştirdiğini ve patent dosyaladığını anlatan Pehlivan, “Bölüm başkanımız buluşumun önemli olduğunu, daha önce benzer bir molekül olmadığını, ilaç olarak üretilmediğini söyledi” diye konuştu.
Pehlivan, kanserin yaygın bir hastalık olduğuna işaret ederek “Buluşumdan bahsettiğim insanlar, canları kanserden çok yandığı için umutla mutlulukla karşıladılar” dedi.
Dubai’de katıldığı konferansta ilgi gören bir sunum yaptığını da belirten Pehlivan, Amerika’dan, Avustralya’dan ve AB ülkelerinden de davetler aldığını anlattı.
“Bana fon sağlanabilir”
KKTC yetkililerinden beklentisinin ne olduğu sorusunu da yanıtlayan Pehlivan, “Yetkililerden beklentim fon sağlanmasıyla ilgili olabilir.
Molekülün araştırmalarının yürütülmesi laboratuvar sentezi ve deneyleri falan pahalı maliyetli şeylerdir” dedi.
Mustafa Pehlivan, halihazırda bazı fon kuruluşlarına müracaatlar yaptığını ve değerlendirmeye de alındığını belirterek, “Bu maliyeti karşılayacak fonu ne kadar erken sürede bulabilirsem, o kadar faydalı olacak ve ilaç molekül olarak o kadar erken üretilecek” diye konuştu.
WIPO’da yayımlandı
Pehlivan’ın buluşu World Intellectual Property Organization (WIPO) web sitesinde şu ifadelerle halen yayında bulunuyor:
“Bu buluş, tirozil DNA Fosfodiesteraz 1 enzimini inhibe edecek yeni bir ilaç molekülüyle ilgilidir. Tirozil DNA Fosfodiesteraz 1, kanser hücrelerinin zarar görmüş DNA’larını tamir ettiğinden dolayı metastatik kanser tedavisi açısından çok önemlidir. Kanser hücreleri (tümörler), kemoterapötik anti kanser ilaçları tarafından hasara uğratıldığı zaman, tirozil DNA Fosfodiesteraz 1 aktif olur ve zarar görmüş kanser hücrelerini tamir eder.
Bunun sonucunda kanser vücuda yayılmaya devam eder. Şayet tirozil DNA Fosfodiesteraz 1’in bu aktivitesi durdurulursa, kanser yayılmayı durdurabilir ve bu yüzden kanser kemoterapi ilaçları çok daha iyi tedavi edici etkiler gösterecek şekilde kanserin durdurulmasıyla sonuçlanabilecektir. Bu sebeple, tirozil DNA Fosfodiesteraz 1’i hedef almak, yeni ilaç moleküllerinin keşfi üzerinde çalışan bilim insanlarının her zaman hedefi olmuştur. Bu çalışmanın amacı, bu özelliklerde yeni bir ilaç molekülünün in silico bilgisayara dayalı sonuçlarla, destekleyici verilerle tanıtılmasıdır. Söz konusu bileşik, 1,8,8-trifluoro,1-trifluoromethyl,4a- (1,4,4-trifluorocyclohexyl) decalin maddesidir.”
Anne ve babanın gururu
Emekli memur bir ailenin iki çocuğundan biri olan Mustafa Pehlivan, çocukluğunda gerek okul gerekse okul dışı hayatında farklı bir çocuk olduğunu hep göstermiş.
Anne Emine ve baba Alper Pehlivan da, oğullarının başarısını mütevazı bir gururla anlattı.
Emine Pehlivan, “Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan görümcemin eşi bir gece bize misafir olarak yemeğe gelmişti. Mustafa’yla biraz konuşunca bize ‘Mustafa farklı bir çocuk, ayrı bir eğitim alması lazım’ demişti. Ne demek istediğini o günlerde anlamamıştık” dedi.
Kreş öğretmeninin “Mustafa masa başına geçince başka bir Mustafa oluyor” dediğini de aktaran anne Emine Pehlivan, oğlunun her zaman zeki olmasıyla dikkat çektiğini belirtti.
Alper Pehlivan ise; sorgulayıcı, meraklı ve yaratıcı bir çocuk olan Mustafa’nın kansere çare olacak buluşunun insanlığa faydalı olması için her zaman yanında yer aldıklarını, destek olduklarını anlattı.