BilinçaltıRuh ve Zihin

Bilinçaltının Gücü – Joseph Murphy

Birçok kişi, koşul ve durumları üzerinde çalışarak değiştirmeye uğraşır. Bu büyük bir zaman ve emek kaybıdır.
Koşulların bir nedenden kaynaklandığını göremezler.

Eğer kendinize sürekli buna param yetmez diyorsanız bilinçaltınız sözünüzü dinler.
İstediğiniz şeyi alabilecek durumda olmayacağınıza inanır.
Siz o eve, arabaya, tatile param yetmez demeye devam ettikçe bilinçaltınızın emirlerinize uyacağından emin olabilirsiniz.

Hayatınız boyunca bütün bunların yoksunluğunu çeker ve koşulların bunu gerektirdiğine inanırsınız.
Bu koşulları olumsuz reddedici düşüncelerinizle sizin bizzat yarattığını fark etmezsiniz.

Yaşadığınız her şeyi inançlarınız aracılığıyla bilinçaltınıza ilettiğiniz düşünceler nedeniyle yaşarsınız.

Başkalarının telkinleri tek başına sizin üzerinizde bir güce sahip değildir. Böyle bir gücü sizin düşünceleriniz aracılığıyla vermeniz halinde kazanırlar.
Sizin zihinsel olarak buna rıza göstermeniz gerekir. Düşünceyi benimsemeniz ve kabul etmeniz gerekmektedir.
Bu noktada telkin sizin kendi düşünceniz olur ve bilinçaltınız bunu deneyime dönüştürmek için çalışır.

Bilinçaltınızın mucizeler yaratma gücünü uyumadan önce ona gerçekleştirmek istediğiniz belirli bir şeyi ifade ederek keşfedebilirsiniz.
Bilinçaltınız ona ilettiğiniz her şeyi gerçek kılmaya çalışacaktır.
Bu nedenle ona doğru fikirler ve yaratıcı düşünceler iletmeniz gerekir.

Benimsediğimiz olumsuz fikirlerle kendimizi incitiriz.
Öfke, korku, kıskançlık ve kin duyarak kendinizi kaç kez yaraladınız?

Bunlar bilinçaltınıza giren zehirlerdir.
Siz bu olumsuz tutumlarla doğmadınız.
Bilinçaltınıza hayat dolu düşünceler iletin ve oraya yerleşen bütün olumsuz kalıpları silin.
Siz bunu yapmaya devam ettikçe geçmiş silinecek ve artık hatırlanmayacaktır.
Zihninizi sürekli olumlu fikirlerle besleyerek değiştirirseniz bedeninizi de değiştirebilirsiniz.

İyileşmenin temeli budur.

Hastalıkların kaynağı zihindedir.
Zihinsel bir kalıpla bağlantılı olmadığı sürece bedende hiçbir şey ortaya çıkmaz.

Tek bir iyileştirme süreci vardır o da inançtır.
Tek bir iyileştirici güç vardır o da bilinçaltınızdır.

Sizi iyileştiren şeyin ne olduğunu araştırın.
Bilinçaltınıza ilettiğiniz doğru yönergelerin zihninizi ve bedeninizi iyileştirdiğini fark edeceksiniz.

Üzüntü, endişe, korku ve depresyon kalbin, ciğerlerin, midenin ve bağırsakların normal fonksiyonlarına müdahale edebilir.

Tıp toplumu strese bağlı hastalıkların ne kadar ciddi olduğunun farkına yeni yeni varmaya başladı.
Bunun nedeni bu düşünce kalıplarının bilinçaltının uyumlu çalışmasına müdahale etmesidir.
Kendinizi zihinsel ve fiziksel olarak rahatsız hissettiğinizde yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi serbest bırakmak, gevşemek ve düşünce süreçlerinizin tekerleklerini durdurmaktır.
Bilinçaltınızla konuşun. Ona huzuru, uyumu ve ilahi düzeni benimsemesini söyleyin.

İnanç, bilinçaltındaki düşüncedir.
Bir şeyi doğru kabul etmek anlamına gelir. Kabul edilen düşünce kendini otomatikman uygulamaya koyar.

Sağlık fikrini bilinçaltına iletmenin bir başka harika yolu disiplinli ve sistemli hayal kurmadır.

İnandığınız sürece istediğiniz her şeyi elde edersiniz.

Bilincinizi en iyiye yönelik beklentilerinizle meşgul edin.
Böylece bilinçaltınız sadakatle alışageldiğiniz düşünme biçimini yeniden oluşturacaktır.

Mutlu sonu sorunlarınızın çözüldüğünü hayal edin.
Başarının heyecanını hissedin, bilinçaltınız hayal ettiklerinizi ve hissettiklerinizi kabul edecek ve bunları gerçek kılmaya çalışacaktır.

Eğer sürekli ağrılarınıza ve semptomlarınıza isimler veriyor ve bunlar hakkında konuşuyorsanız, onlara sizin üzerinizde güç sahibi olma hakkı tanırsınız.

Olumlamak öyle olduğunu söylemektir.
Zihnin bu tutumunu doğru kabul ettiğiniz sürece bunun aksi yönündeki bütün etkenlerden bağımsız olarak dileklerinizin gerçekleştiğini görürsünüz.

Bilinçaltınız sizinle önseziler, dürtüler, sezgiler, tutkular ve fikirler aracılığıyla konuşur.

Hasta olmak anormaldir.
Hastalık durumu, hayatın akıntısına karşı hareket ettiğiniz ve olumsuz düşündüğünüz anlamına gelir.

Peki dileklerinizin istediğiniz gibi karşılık bulmadığını fark ederseniz, ne olur o zaman ? Böyle bir başarısızlığın temel nedenlerini anlamalısınız.
Bu nedenler güven eksikliği ve çok fazla çabadır.
Kuşkular ve tereddütler dileğinizin gerçekleşmesini engeller.
Duruma ve koşullara bu da geçecek deyin.

Parayla ilgili inançlar

Maddi zorluklar yaşıyorsanız, iki yakanızı bir araya getirmeye çalışıyorsanız bu bilinçaltınızı her zaman bol paranız olacağı, bir kısmını biriktireceğiniz konusunda ikna etmediğiniz anlamına gelir.
Bilinçaltı sıradan sözcük ve ifadeleri değil, sizin gerçekten doğru olduğuna inandıklarınızı kabul eder.

Eğer hayatınızda sürekli dolaşan yeterince paranız yoksa köklü bir sorununuz var demektir.

Parayı asla kötü ve pis olarak görmeyin.
Bunu yaparsanız paranın kanat takıp uçarak sizden uzaklaşmasına neden olursunuz.
Yargıladığınız şeyleri kaybedeceğinizi unutmayın.

Para elimin kiri yada paraya zerre kadar önem vermiyorum ifadelerini asla kullanmayın.
Eleştirdiğiniz şeyleri kaybedersiniz.

Para kendi başına iyi yada kötü değildir; sizin düşünceniz onun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu belirler.

Başarının ilk önemli adımı yapmayı sevdiğiniz şeyi bulmak sonra da bunu yapmaktır.

Başarının ikinci adımı, belirli bir iş dalında uzmanlaşmak ve bu alanda üstün olmaya çalışmaktır.

Üçüncü adım, yapmak istediğiniz şeyin sadece sizin kendi başarınıza katkıda bulunmadığından emin olmalısınız.

Unutmayın şükran dolu bir kalp her zaman evrenin zenginliklerine yakındır.

Aradığınız şeyin de sizi aramakta olduğunu unutmayın.

Eğer bir amacı net bir şekilde hayal ederseniz, bilinçaltınızın mucizeler yaratan gücü sayesinde ihtiyaç duyduğunuz her şey size sunulur.

Zor olacağını düşündüğünüz bir karar vermek zorunda kaldığınızda yada sorununuzun çözümünü göremediğinizde hemen bunun hakkında yapıcı bir biçimde düşünmeye başlayın.

Yol gösterme, bir duygu, içsel farkındalık ya da bildiğinizi fark etmenizi sağlayacak çok güçlü bir sezgi şeklinde olabilir. Bunu inançla takip edin.

Bilinçaltınız genellikle beklemediğiniz zamanlarda sorularınıza yanıt verir.
Yolunuzun üstündeki bir kitapçıya girip aradığınız sorunun yanıtını bir kitabın sayfalarında yada sokakta birileri konuşurken kulak kabarttığınızda bulabilirsiniz.

Yanıt beklenmedik zamanlarda türlü biçimlerde karşınıza çıkacaktır
Zihinsel tutumunuz (nasıl düşündüğünüz, hissettiğiniz, inandığınız) kaderinizi belirler.

Her gün birkaç kez sahip olduğunuz nimetlere şükredin.
Dahası aile üyeleriniz, iş arkadaşlarınız ve bütün insanların huzuru, mutluluğu, varlığı için minnet duyun.

Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına öyle davranmanız gerekir
Olumsuz enerji sizin canlılığınızı, coşkunuzu, gücünüzü, iyi niyetinizi çalar.

Bu olumsuz düşünce ve duygular bilinçaltınıza yerleştikçe hayatınızda her türlü zorluğa ve hastalığa yol açabilir.
Başkalarına yaptığınız iyilikler size aynen geri döner.
Zihin yasası gereğince, yaptığınız kötülükler de geri dönecektir.

Eğer biri bir başkasına yalan söylüyor ve onu aldatıyorsa aslında kendine yalan söylüyor ve kendini kandırıyordur.
Suçluluk ve kayıp duygusu bir gün bir şekilde kaçınılmaz olarak bu kaybı yaşamasına yol açacaktır.
Eğer ofisinizdeki yada fabrikanızdaki herkes sizi rahatsız ediyorsa bu rahatsızlık ve huzursuzluk sizden gelen bilinçaltı bir kalıba yada yansıtmaya bağlı olamaz mı?

Başka birinin söylediği şeyler siz izin vermediğiniz sürece sizi kızdıramaz ve rahatsız edemez.
Bir başka kişinin sizi üzmesinin tek yolu sizin kendi düşüncenizdir.

Ne kadar çok sevgi verir ve yayarsanız o kadar çok sevgi size geri döner.
Herkesin sevilmek ve takdir edilmek istediğini unutmayın.
Herkesin dünyada önemli olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardır.
Nefret dolu, öfkeli, bozulmuş kişilik sınırsız güçle uyum halinde değildir.
Bu kişi huzurlu, mutlu ve keyifli insanlara öfke duyar.
Nefret dolu ve öfkeli bir düşünce, zihinsel bir zehir gibidir.
Başkaları hakkında kötü şeyler düşünmeyin çünkü bunu yaparsanız kendiniz hakkında kötü şeyler düşünmüş olursunuz.
Evreninizdeki tek düşünür sizsiniz ve düşünceleriniz yaratıcıdır.

Yaptığınız iyilik, sergilediğiniz kibarlık, gösterdiğiniz sevgi ve iyi niyet size pek çok farklı şekilde geri dönecektir.

Tıpkı hayvanların korku sinyallerini almaları gibi birçok insan da hassastır.
Sakladığınızı sandığınız düşünceler sesinizle, mimiklerinizle ve beden dilinizle yayılır.

Başkalarının başarısından, terfisinden, şansından keyif alın. Bunu yaparsanız siz de şansı kendinize çekmiş olursunuz.
Başkalarını affetmek, zihinsel huzur ve sağlık için gereklidir.
Eğer sağlıklı ve mutlu olmak istiyorsanız sizi incitmiş olan herkesi affetmelisiniz.

Kendi zihninizin yaratıcı yasasını anladıktan sonra, hayatınızı mahvettikleri için başka insanları ve koşulları suçlamaktan vazgeçersiniz.

Hayat kimseyi kayırmaz. kimseye torpil yapmaz.
Onun için kimse özel değildir; sağlık, keyif, huzur prensiplerinin safına geçtiğinizde size iyilik yapar.

Hayat hiçbir zaman hastalık, rahatsızlık, kaza yada acı göndermez.
Ne ekersen onu biçersin yasasına göre bunları başımıza olumsuz ve yıkıcı düşüncelerimizle kendimiz getiririz.

Suçluluk duygusu hayata dair yanlış bir kavramdır.
Hayat sizi cezalandırmaz yada yargılamaz.
Bunu yanlış inançlarınızın, olumsuz düşüncenizin ve kendinizi yargılamanızın bilinçaltı etkileri ile siz kendinize yaparsınız.

Eğer biri sizi eleştirirse ve bu hatalar sizin içinizdeyse sevinin, teşekkür edin ve yorumlarını takdir edin.
Bu size hatayı düzeltme fırsatı verir.

Rehberlik ve doğru eylem için dua ettiğinizde geleni kabul edin.
Bunun iyi, çok iyi olduğunu fark edin.
Bu durumda kendinize acıma, eleştiri ve nefret için hiç neden kalmaz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu